2025 سال در اعداد

106 175
مشترکین
-5724 ساعت
-3447 روز
-1 72230 روز
آرشیو پست ها
Türk dünyasının varlığından bahsetmek 1940’ların tek parti döneminde ülkemizde yasaklanmıştı.
Mesela 1944 yılında sırf Türkiye dışındaki soydaşlarımızla ilgilendiği için birçok aydın, yazar, sanat erbabı “Turancı” denilerek tabutluklara konulmuş ve işkence görmüştür.
Yani tek parti döneminde “Türkiye dışında da Türk var” demek suç sayılıyor, yıllarca tabutluklarda işkence görmek anlamına geliyordu.
Türkiye’ye sığınan Azerbaycan Türklerini, Boraltan Köprüsü’nde kurşuna dizileceklerini bilerek katillerine teslim etmiş, tarihe Boraltan Faciası olarak geçen bir utanç lekesi bulaştırmışlardır.
Boraltan Faciası hem milletimizin hem de Azerbaycan Türklerinin zihin ve gönül dünyasında iyileşmesi uzun yıllar alan derin yaralar açmıştır.
Tek parti zihniyetinin günümüzdeki temsilcisi olan CHP, Türk dünyasına hâlen şaşı bakmayı sürdürmektedir.
Karabağ’ın 44 gün süren Vatan Muharebesi’nde bunu bir kez daha gördük.
Hatırlayın, CHP’nin dış politikasını yöneten isim çıktı, aynen şunu söyledi:
“Maalesef gelen haberlerde, Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor.”
Tıpkı 1945 yılında, Boraltan Faciası’nda olduğu gibi Karabağ’ın azatlık mücadelesinde de yanlış yaptılar; milletimizi mahcup ettiler, utandırdılar.
Suriye halkının tepesine varil bombaları yağarken CHP’nin devrik genel başkanı grup kürsüsünden şunları söylüyordu:
“Bayırbucak’tan söz ediyorlar. Ne bayırı kaldı ne bucağı kaldı, hâlâ dünyadan haberleri yok bunların.”
Son yıllarda yaşadığımız iki önemli meselede CHP’nin tavrı bu oldu.
Yeni genel başkanın, geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında, elinde binlerce soydaşımızın kanı olan Baas diktasını “sekülerlik” üzerinden aklamaya çalışması, daha ileri giderek CHP ile Baas rejimi arasında özdeşlik kurması bu zihniyetin hâlen devam ettiğinin işaretidir.
AK Parti Türk Dünyası Vizyon Belgesi’nin Türk dünyası ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Türk halklarının birikimini, tecrübesini ve hedeflerini aynı ufukta buluşturan bu belge, gelecek yüzyılın inşasında önemli bir rehber niteliğindedir.
Belgemiz, AK Parti’nin küresel sorumluluk bilinciyle Türk dünyasında birlik ve beraberliği pekiştirme iradesinin en somut göstergesidir.
Birbirine bağlı 61 alt başlıkta bütüncül bir yaklaşım geliştirilen vizyon belgemizi 6 lehçede ve ortak alfabeyle hazırladık.
Ekonomik entegrasyon hedeflerinden kültürel iş birliklerine, enerji güvenliğinden ulaştırma ağlarına, eğitimden gençlik politikalarına kadar geniş bir yelpazede düzenlenmiş bölümler, Türk devletlerinin mevcut potansiyelini verimli biçimde harekete geçirmeyi hedefliyor.
Belgenin bir diğer önemli yönü, kapsamlı bir kurumsal yapılanma teklifidir.
Koordinasyonu güçlendiren, karar alma mekanizmalarını hızlandıran ve ortak projelerin takibini mümkün kılan bir yönetim modeli sunuyoruz.
Bu kapsamlı vizyon belgesini hayata geçirebilmek gayesiyle bir düşünce ve araştırma merkezini kurmayı planlıyoruz.
Merkezimizin Türk dünyasına şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.
Photo unavailableShow in Telegram
Bugün, UNESCO tarafından bizim de çağrımızla ilan edilen 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü’nü idrak ediyoruz.
Türk dünyasının ve yeryüzünün farklı köşelerinde aynı dili konuştuğumuz, aynı hayali kurduğumuz tüm kardeşlerimizin Türk Dili Ailesi Günü’nü tebrik ediyorum.
Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Sayın Gülşah Durbay’ın vefatından büyük üzüntü duydum.
Sayın Gülşah Durbay Hanımefendi’ye Allah’tan rahmet niyaz ediyor; ailesine, yakınlarına ve Manisa Şehzadeler halkına başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
01:06
Video unavailableShow in Telegram
Türkiye ile Türkmenistan, gücünü ortak tarihten alan müstesna bağlarla birbirlerine sıkı sıkıya kenetlenmiş iki kardeş ülkedir.
IMG_4452.MP424.21 MB
Bugün Türkmenistan’da gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Barış ve Güven Forumu’nu, Türkiye’nin de ortak sunucu olduğu Birleşmiş Milletler 2025 Uluslararası Barış ve Güven Yılı bağlamında çok anlamlı buluyoruz.
Bağımsızlığından bu yana büyük bir iktisadi ve beşerî kalkınmayı gerçekleştiren Türkmenistan’ın her başarısıyla övünüyor, seviniyoruz.
Yatırımlar, ticaret, enerji, savunma ve daha nice alandaki girişimlerle sürdürdüğümüz çalışmalarımızı beşerî ilişkilerimizle taçlandırıyoruz.
Küresel ölçekte belirsizliklerin, çatışmaların ve kırılganlıkların arttığı bir dönemde uluslararası diyalog, iş birliği, güven ve barışın tesisi için elimizi taşın altına koymamız gerekiyor.
Türkiye olarak tarihimizin, coğrafyamızın ve medeniyetimizin bize yüklediği mesuliyet bilinciyle barış ve diyaloğun hâkim kılınması için var gücümüzle çalışıyoruz.
Komşularımızla iyi ilişkiler tesis etmek suretiyle çevremizde bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmanın gayreti içindeyiz.
Kadim bağlara ve karşılıklı saygıya dayalı ilişkilere sahip olduğumuz kuzey komşularımız Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşın sona ermesi en samimi temennimizdir.
2803 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının kalıcı barış ve Gazze’nin yeniden imarı açısından da bir fırsat olmasını diliyoruz.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en fazla sayıda silahlı çatışmaya şahit oluyoruz.
Böyle bir ortamda Türkmenistan’ın tarafsızlık ilkesi doğrultusunda önleyici diplomasi, barış, güvenlik ve kalkınmanın tesisine yönelik çabalarını gönülden destekliyoruz.
Bu vesileyle Türkmenistan’ın daimî tarafsızlığının 30’uncu yılını canıgönülden tebrik ediyorum.
Tarafsızlık Bayramı münasebetiyle Türkmen halkını yürekten selamlıyorum.
01:46
Video unavailableShow in Telegram
Şam’ın, Halep’in, Hama’nın, Humus’un caddelerinde Türkiye’de yaşamış, Türkiye’de doğmuş gençler Türkçe konuşuyor.
13,5 yıllık hasretin ardından evlerine dönen kardeşlerimiz bizim için dualar ediyor, “Allah Türkiye’den ve Türk milletinden razı olsun” diyor.
IMG_4415.MP438.62 MB
Suriye halkının son bir yılda onca zorluğa, sıkıntıya, Esad diktatörünün bıraktığı enkaza rağmen hayata dört elle sarıldığını, ülkesini yeniden ayağa kaldırma mücadelesi verdiğini memnuniyetle görüyoruz.
Türkiye ve Türk milleti olarak Suriye’nin ve Suriyeli kardeşlerimizin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını tüm imkânlarımızla destekliyoruz.
İnanıyorum ki önce yüce Allah’ın yardımıyla, sonra da Suriye yönetiminin basiretli, dirayetli, kuşatıcı, kucaklayıcı ve adaletli politikalarıyla bir daha eski kötü günlere dönüş olmayacaktır.
Bilhassa 10 Mart Mutabakatı’nın suhuletle uygulanması istikrarsız, bölünmüş ve güçsüz Suriye’ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını altüst edecektir.
Biz nasıl 13,5 yıl boyunca bir yandan uluslararası baskılara, diğer yandan içeride Türkiye’nin her köşesini “Suriyelileri göndereceğiz” afişleriyle donatan beşinci kol aparatlarına karşı sabırla direndiysek yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız.
Savaşta onlara sırtımızı dönmedik, barışta da daima yanlarında olacağız.
Türkler, Araplar, Kürtler, Türkmenler, Sünniler, Nusayriler omuz omuza verecek; Suriye’yi birlikte ayağa kaldıracak, imar ve inşa edeceğiz.
01:25
Video unavailableShow in Telegram
27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar her on yılda bir tekrarlanan müdahalelerin arkasında tek parti faşizminin silüeti vardır.
Beyefendiler sabıkalı geçmişleriyle hesaplaşmak istemeseler de biz doğruları konuşmaktan çekinmeyeceğiz.
IMG_4414.MP431.10 MB
CHP Genel Başkanı, köşeye her sıkıştığında ya topu taca atıyor ya saldırganlaşıyor ya da saçmalıyor.
Yine aynısını yapmış, haddini de aşarak Sarıkamış’ta şehit düşen rahmetli dedemizin bir asır önce nerede olduğunu sormuş.
Gençlik Kollarımız da bu siyaset acemisine hak ettiği cevabı vermiş.
İstanbul halkının kaynaklarını yağmalayan suç örgütüne posta güvercinliği yapmayı marifet zanneden bu şahıs için daha fazla nefes harcamayı israf görüyor, Allah’tan kendisine akıl ve izan vermesini niyaz ediyorum.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 77’nci yılı münasebetiyle düzenlenen İnsanlık İçin Güçlü Türkiye Programı’nın ülkemiz, milletimiz, gönül ve kültür coğrafyamız ile tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Türkiye ile Macaristan arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyinin 7’nci toplantısı vesilesiyle Macaristan Başbakanı, değerli dostum Sayın Viktor Orban ile heyetini İstanbul’da misafir etmekten memnuniyet duydum. 🇹🇷🇭🇺
Bugünkü görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi gözden geçirmekle kalmayıp enerji, ulaştırma, ticaret, savunma ve kültür gibi alanlarda iş birliğimizi daha da geliştirme irademizi teyit ettik.
Havacılıktan güvenliğe, teknolojiden kültür ve eğitime münasebetlerimizin ahdi zeminini güçlendirecek muhtelif belgelerin imzasını gerçekleştirdik.
Bugün ayrıca ikili ve küresel meselelerin çok daha kurumsal bir şekilde ele alınmasına imkân verecek Ortak Planlama Grubunun Dışişleri Bakanlarımızın başkanlığında kurulmasını kararlaştırdık.
Bu istişare formatlarının iş birliğimizin güçlendirilmesine ilave katkılarda bulunacağına inanıyorum.
Sayın Orban’la belirlediğimiz 6 milyar dolar ticaret hacmi hedefimize ulaşmak üzereyiz.
Aramızdaki güçlü ticaret potansiyelini dikkate alarak hacim hedefimizi 10 milyar dolar olarak güncellemeyi görüştük.
Savunma sanayisi alanında somut projeler üzerinden ilerlettiğimiz ortaklıklarımızın ticaret ve yatırımlara müspet etkilerini de görüyoruz.
Avrupa’da değişen güvenlik koşulları dikkate alındığında savunma sanayisi iş birliğimizi daha da ileri seviyelere taşıyacak, ortak üretimi de öngören projeleri değerlendiriyoruz.
Macaristan’ın Türk Devletleri Teşkilatımızın çalışmalarına yaptığı katkılardan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum.
Geçtiğimiz Mayıs ayında, Macaristan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen gayriresmî zirvemiz, Avrupa Birliği sınırları dâhilinde yapılan ilk Türk dünyası zirvesi olması nedeniyle tarihî bir toplantı olmuştu.
Stratejik hedefimiz olan Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde Macaristan’ın yapıcı katkılarını ve güçlü desteğini sürdüreceğine eminiz.
Photo unavailableShow in Telegram
Yıllar süren bir zulüm düzeninin, çok ağır bedellerin, büyük acıların, türlü zorlukların ardından Suriyeli kardeşlerimizi özgürlüğüne kavuşturan 8 Aralık Devrimi’nin 1’inci yılını yürekten tebrik ediyorum.
Devrik rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarında şehit olan kardeşlerimizi rahmetle yâd ediyorum.
8 Aralık Suriye Hürriyet Günü’nde kardeş Suriye halkına Türkiye’nin en kalbî selam ve muhabbetlerini iletiyorum.
Suriyeli kardeşlerimizin son bir yılda her türlü zorluğa, sabotaj girişimine ve kışkırtmalara rağmen katettiği yolu takdirle ve memnuniyetle karşılıyoruz.
Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, içeride tüm kesimleriyle toplumsal barışı sağlaması, huzur ve istikrar merkezi olarak bölgesinde temayüz etmesi için gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.
00:59
Video unavailableShow in Telegram
Yerel yönetimlerde hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında olmaya devam edeceğiz.
Yine hiçbir ayrım yapmadan şehrini yağmalayanın karşısında olmayı da sürdüreceğiz.
22.11 MB
Kadınlar seçme ve seçilme hakkını 91 sene önce elde etmiş olsa da bunu hiçbir kısıtlama olmadan kullanmaları uzun, sancılı, zorlu, bedellerle dolu bir mücadeleyi gerekli kılmıştır.
Gururla ifade etmek isterim ki Türkiye, kadın hakları konusunda altın yıllarını bizim dönemimizde yaşıyor.
Yıllarca bu meselenin edebiyatını yapanlar hiçbir adım atmazken biz hanım kardeşlerimizin sosyal hayatta, kamuda, ticarette, en önemlisi de siyasette hak ettikleri yere gelmeleri için yoğun bir gayret içindeyiz.
Göreve geldiğimizde kadınların iş gücüne katılım oranı %27,9’du, Eylül 2025 itibarıyla bu sayı %35,7’ye yükseldi.
Parlamentodaki kadın temsil oranı sadece %4,4’tü, bu oran bugün %19,83’e çıktı.
Kadın muhtarların sayısı 117’den 2 bin 1’e yükseldi.
Kadın kamu çalışanlarının oranı 2024 yılı itibarıyla %43,46’ya ulaştı.
Kadın valilerimizin sayısını 4 katına, kadın kaymakamlarımızın sayısını ise 3,7 katına çıkardık.
2002’de kadın büyükelçilerimizin sayısı sadece 14 iken bugün 80 kadın büyükelçimiz görev yapıyor.
Kadın profesörlerimizin oranı %24’ten %36’ya, doçentlerimizin oranı %31’den %44’e, öğretim görevlilerimizin oranı %36’dan %53’e yükseldi.
Sadece 23 yıl gibi kısa bir sürede işte bütün bunları başardık.
Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete, kadın hakları meselesini marjinal ideolojilerine paravan yapan çeşitli yapılara rağmen başardık.
Bu mücadeleyi sonuna kadar kadınlarla birlikte sürdüreceğiz. İnşallah daha güzel seviyelere yine birlikte geleceğiz.
Gazi Mustafa Kemal’in bizzat kendi ifadesiyle “kadınların liyakat ve salahiyetle kullanmaları” için verilen seçme ve seçilme hakkı, Gazi’nin vefatından sonra gelenler tarafından sabote edilmiş, çeşitli kısıtlamalarla ve yasaklarla aşındırılmıştır.
Ülkemizdeki kadınlar anayasal haklarını uzun yıllar salahiyetle, liyakatle ve özgürce kullanamadılar, görünür görünmez birçok engelle karşılaştılar.
Mesela başörtüleri dolayısıyla seçilme hakkından mahrum bırakıldılar.
Mesela üniversiteyi kazandıklarında karşılarında ikna odalarını buldular.
Mesela kimi zaman kılık kıyafetlerinden, kimi zaman mezun oldukları okullardan ötürü ayrımcılığa uğradılar.
28 Şubat’ın baskıcı atmosferinde binlerce kadın eğitim, çalışma, kamuda istihdam haklarından feragat etmek zorunda kaldı.
Meclise başörtüsüyle girdi diye âdeta linç edilen kadınları nasıl unutabiliriz?
Okullarda, üniversitelerde yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz?
“411 el kaosa kalktı” manşetinin temsilcisi olduğu karanlığı nasıl unutabiliriz?
Başörtüsü yasağının sürmesi için Anayasa Mahkemesinin kapısında nöbet tutan CHP’yi ve özgürlük düşmanı zihniyetini nasıl unutabiliriz?
Bugün sesleri eskisi kadar çok çıkamasa da medyada, sosyal medyada, iş dünyasında, siyasette, bürokraside varlığını hâlen devam ettiren kadın hakları cellatlarını nasıl unutabiliriz?
Bunları unutmadık, unutmuyoruz ve hiçbir zaman unutmayacağız.
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları tarafından Kadınla Yükselen Şehirler temasıyla düzenlenen Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nin ufuk açıcı tartışmalara ve somut sonuçlara vesile olmasını canıgönülden temenni ediyorum.
Zirve kapsamında Türkiye’de Şehircilik Vizyonu ve Konut Politikası…
Şehircilikte Kadın ve Aile Politikaları…
Akıllı Şehirler Enerji Yönetimi ve Dijital Dönüşüm…
Göç, Göçmen Politikaları ve Sosyal Uyum…
İklim Değişikliği, Çevre ve Sürdürülebilirlik gibi başlıklarda paneller düzenlenecek, meseleler açık yüreklilikle değerlendirilecek.
Zirvemize iştirak eden birbirinden seçkin isimlerden gelen tenkit, tespit ve tekliflerin başta Partimiz ve hükûmetimiz olmak üzere hepimiz açısından yol gösterici olacağına samimiyetle inanıyorum.
