2025 سال در اعداد

106 119
مشترکین
-8824 ساعت
-3897 روز
-1 74130 روز
آرشیو پست ها
01:24
Video unavailableShow in Telegram
2002’de Millî Eğitim Bakanlığımız, merkezî yönetim bütçesi içinde 4’üncü sıradaydı.
2003’ten itibaren eğitime birinci sırayı tahsis ettik, 2026 bütçesinde de bu önceliği aynen koruduk.
Millî Eğitim Bakanlığımıza 2026’da 1 trilyon 944 milyar lira kaynak ayırdık.
IMG_3917.MP431.13 MB
Teknolojinin sağladığı imkânlardan azami derecede istifade ederken zararlı yönlerini minimalize etmek bizim elimizdedir.
Bunun yolu çocuklarımıza dijital okuryazarlık ve farkındalık eğitimi vermekten geçiyor. Sadece yasaklayarak bir netice alınamayacağını hepimiz biliyoruz.
Kabul edelim ki günümüzde çocuklarımızın oyun alanı artık sadece parklar, bahçeler, sokaklar değil.
Bugün evlatlarımız, dijital teknolojilerin büyülü atmosferinde daha fazla vakit geçirecek sayısız imkâna kolayca ulaşabiliyor.
Bizlere yapay gelse de arkadaşlarıyla orada sosyalleşiyor, orada eğleniyor, orada kendine ayrı bir çevre ediniyor, tabiri caizse sanal evrende ayrı bir gezegen kuruyor.
Çocuklarımızla sağlıklı bir iletişim için bu gerçeklerle barışmamız gerektiği kanaatindeyim.
Onları geçmişe çekmek, bizim zamanımıza sürüklemeye çalışmak yerine geleceğe hazırlamak mecburiyetindeyiz.
Hazreti Ali, çocuk yetiştirenlere bakınız hangi tavsiyede bulunuyor:
“Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.”
Dolayısıyla meseleye doğru açıdan bakmak, çocuklarımızın eğitimine sağlıklı yöntemlerle yaklaşmak durumundayız.
Bu konuda ebeveynlerle birlikte öğretmenlerimize de önemli görevler düşüyor.
Hep beraber el ele verecek; dikkatli, sabırlı, şefkatli ve kararlı bir şekilde sanal âlemden yayılan tehlikelere karşı mücadele edeceğiz.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle eğitimde yaşanan paradigma değişiminin bizlere bu çabalarımızda da önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.
Türkiye büyüdükçe, ekonomimiz büyüdükçe inşallah bundan 86 milyonun her bir ferdi gibi öğretmenlerimizin de en üst düzeyde faydalanmasını temin edeceğiz.
Elbette tüm bunları gururla söylerken şu gerçeği de göz ardı etmiyoruz:
Hiç şüphesiz 23 yılda çok ciddi mesafe aldık, çok başarılı işlere imza attık; önümüze çıkarılan sayısız engele rağmen tarihî nitelikte reformları hayata geçirdik.
Ama “eğitimle ilgili sorunların tamamını çözdük” iddiasında da değiliz.
Bir yanda neredeyse yüz yıldır çözülemeyen meseleler var, bir yanda darbe dönemlerinin açtığı kapanmayan yaralar var.
Diğer yanda ise çağımızın getirdiği güncel sınamalar ile değişen ve gelişen Türkiye’nin ihtiyaçları var.
İnşallah bunlar arasında denge kurarak hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz.
Bunu da öğretmenlerimizle birlikte başaracağız.
Birkaç puan oy uğruna her alanda olduğu gibi eğitimde de popülizmin sınırlarını zorlayan siyasi rakiplerimize rağmen bunu inşallah başaracağız.
Bugün 15 bin öğretmenimizin atama heyecanını paylaştık.
İnşallah bir ömür boyu aşkla, şevkle, tutkuyla, samimiyetle mesleklerini icra edeceklerine inandığım genç öğretmenlerimizi tebrik ediyor; görevlerinin kendilerine, öğrencilerine ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Photo unavailableShow in Telegram
Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü tebrik ediyor, maarif davamızın ülkemizin dört bir yanındaki tüm neferlerine selam ve saygılarımı gönderiyorum.
Her bir öğretmenimize emeği, sabrı, fedakârlığı için ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
01:05
Video unavailableShow in Telegram
G20 Johannesburg Zirvesi süresince gerçekleştirdiğimiz istişarelerin küresel ekonomik ve siyasi istikrar için hayırlı sonuçlara kapı aralamasını temenni ediyorum.
IMG_3856.MP423.51 MB
“Dayanışma, Eşitlik, Sürdürülebilirlik” ana temasıyla düzenlenen 20’nci G20 Liderler Zirvesi’ni Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ev sahipliğinde tamamladık.
G20 Zirvesi’nin ilk defa Afrika’da tertiplenmesinden ayrıca memnuniyet duyuyoruz.
——
Zirvede Gazze’de yaşanan yıkımın neticelerinin mümkün mertebe hafifletilmesinin küresel bir sorumluluk olduğunu vurguladım, insani yardımlar ve yeniden imara destek istedim.
1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, özgür bir Filistin devleti kurulmadan küresel barış tam manasıyla sağlanamaz.
Mazlum Filistin halkıyla birlikte tüm bölgemizin ve insanlığın barışı, huzuru, güvenliği için bu konudaki ilkeli tutumumuzu muhafaza edeceğiz.
Zirve kapsamında yaptığım hitaplarda ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadele, yeşil dönüşüm, sürdürülebilir kalkınma ve teknolojik ilerlemelerin kalkınma politikalarına etkisine dair görüşlerimizi aktardım.
Katılımcı diğer liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştirdik, önemli konularda istişarelerde bulunduk.
Bu çerçevede, dün ve bugün, aralarında Avustralya, Meksika, Endonezya, Güney Kore, Kanada, Angola, Etiyopya, Fransa, Brezilya, Malezya, İtalya ve Singapur devlet ve hükûmet başkanlarının olduğu birçok liderin yanı sıra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı ve bazı uluslararası kuruluş temsilcileri ile görüşmelerimiz oldu.
Bu yılki zirvemizde de “Kimseyi geride bırakmama” şiarının uluslararası toplumun pusulası olması gerektiğini bir kez daha vurguladık.
Kimsenin geride bırakılmadığı daha kapsayıcı ve dayanıklı bir küresel ekonomi inşa edilmesi gerekliliğini dile getirdik.
Zirve vesilesiyle MIKTA liderleri olarak Dönem Başkanı Kore Cumhuriyeti’nin ev sahipliğinde bir araya geldik, ortak bir basın açıklaması yayımladık.
Hepsi aynı zamanda G20 üyesi olan MIKTA ülkeleriyle iş birliğimizi önümüzdeki dönemde daha da güçlendireceğiz.
01:36
Video unavailableShow in Telegram
Kadınlar çocuk yetiştirme noktasında çoğu zaman eşlerinden gerekli desteği göremiyor, yükün büyük bir bölümü maalesef kadınların omuzlarına yükleniyor.
Oysa aile hayatıyla da bizlere en güzel örnek olan Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:
“Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarılarıdır.”
IMG_3717.MP435.12 MB
2026-2035 yılları arasını kapsayan dönemi Aile ve Nüfus 10 Yılı ilan ettik.
Aile mahremiyeti ve aile birlikteliği, daha önce olmadığı kadar zemin kaybediyor. Bütün bu sınamalar karşısında demografik yapımızı iyileştirme ve aile kurumunu güçlendirme çalışmalarımıza hız verdik.
Aile ve Gençlik Fonu’nu hayata geçirdik ve dünyaevine girecek gençlerimize faizsiz kredi desteği sunduk.
Şu ana kadar bu krediyi almaya hak kazanan çiftlerimizin sayısı 62 bini geçti.
Gelir kriterinde yeni ve kolaylaştırıcı düzenlemeler yaptık, destek tutarını ise 150 bin liradan 200-250 bin lira seviyesine yükselttik.
Evlenecek gençlerimize, inşallah yılbaşından itibaren daha yüksek tutarda destekler vereceğiz.
Doğum yardımlarımıza da aynı şekilde ivme kazandırdık.
İlk çocuk için tek seferlik 5 bin lira, ikinci çocuk için 5 yaşını tamamlayıncaya kadar aylık 1.500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de 5 yaşını dolduruncaya kadar aylık 5 bin lira doğum yardımı yapıyoruz.
Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda tüm bu çalışmaları inşallah daha da etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.
Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu Kapanış Oturumu münasebetiyle akademi, kültür ve sanat camiamızın saygıdeğer temsilcileriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde bir araya geldik.
Sempozyumun aile kurumumuza, gençlerimize, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü…
Türkiye olarak çocuklarımızın yaşam, eğitim, sağlık ve korunma hakkı ile ifade özgürlüğünü teminat altına almak için tüm gayretimizle çalışıyoruz.
Çocuklarımız artık yalnızca sokakta, mahallede, okulda değil; dijital dünyada da büyüyor, öğreniyor, vakit geçiriyor, oyun oynuyor ve yeni arkadaşlıklar kuruyor.
Teknoloji alanındaki bu dönüşüm, evlatlarımız için bilgiye erişim, üretkenlik ve iletişim gibi alanlarda önemli kolaylıklar sunarken aynı zamanda onları yeni tehlikelerle de yüz yüze getiriyor.
Bu sebeple önce 2023-2028 Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile detaylı bir yol haritası oluşturduk.
Ardından 2025-2029 dönemini kapsayan Dijital Dünyada Çocukların Güçlendirilmesi Eylem Planı’nı hayata geçirdik.
Bugün yalnızca çocuklarımızın geleceğini korumakla kalmıyor, aynı zamanda dünyaya “çocuk dostu dijital dönüşüm” çağrısı da yapıyoruz.
Bu vizyonu, ülkemizin öncülüğünde hazırlanan ve uluslararası alanda imzaya açtığımız Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi ile taçlandırmış durumdayız.
Bu sözleşmeyle yavrularımız için daha güvenli bir dijital geleceğin inşasına Türkiye olarak liderlik ediyoruz.
Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenski’yi ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duydum. 🇹🇷🇺🇦
Bugünkü görüşmelerimizde İstanbul sürecinin pragmatik ve sonuç odaklı bir anlayışla sürdürülmesi gereği üzerinde durdum.
Her iki taraf için de savaşın yıpratıcı etkilerinin giderek derinleştiği bir dönemde, İstanbul görüşmelerinin diplomatik çözüme yönelik çabalarda önemli bir merhale teşkil ettiğine inandığımızı belirttim.
Özellikle enerji altyapılarına yönelik artan saldırılar ve yaşanan can kayıpları, her iki taraf için telafisi güç yıkımları da beraberinde getiriyor.
İstanbul sürecinin daha kapsamlı bir içerikle, artık akut hal alan sorunları giderecek şekilde yeniden devreye girmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Bölgede akan kanın durmasını arzu eden tüm ortaklarımızdan da İstanbul sürecine yönelik yapıcı yaklaşım sergilemelerini bekliyoruz.
Görüşmelerimizde stratejik ortağımız Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığına olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ettik.
Bu minvalde Ukrayna’yla aramızda müstesna bir tarih ve kültür bağı olan Kırım Tatarlarına desteğimizin süreceğini de belirtmek isterim.
Savaşın tüm zorluklarına rağmen ikili ticaret hacmimizi 10 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.
Bu güç koşullarda ülkeyi terk etmeyerek cesaretle çalışmalarına devam eden Türk müteşebbislerin desteğiyle yeniden imar konusunda Ukrayna’ya katkı sunmayı arzuluyoruz.
Terörsüz Türkiye sürecinde hamdolsun bugüne kadar gayet olumlu, umut ve cesaret verici ilerlemeler kaydettik.
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun Gazi Meclisimizin çatısı altında, oldukça geniş bir katılımla kurulmasıyla süreç hem toplumsal boyut kazandı hem de çok farklı bir ivme yakaladı.
5 Ağustos’tan bu yana iş dünyasından insan hakları kuruluşlarına, akademi mensuplarından sendikalara, emekli askerlerimizden şehit ve gazi derneklerimize kadar milletimizi temsil eden tüm katılımcılar Komisyon tarafından dinlendi, görüş ve önerileri dikkatle not edildi.
Tüm ikbalini sürecin akim kalmasına bağlayanlara inat, Komisyonun fikir ve hedef birliği içinde çalışmasını son derece kıymetli buluyorum.
Komisyonun Terörsüz Türkiye süreciyle birlikte ülkemiz demokrasisine, birlik ve beraberliğimize, toplumumuzun farklı kesimleri arasında diyalog ve empatinin güçlenmesine yaptığı katkıları takdirle karşılıyor, Meclis Başkanımızı ve Komisyon üyelerimizi canıgönülden tebrik ediyorum.
Komisyonun, müteakip oturumu dâhil bundan sonraki süreci de aynı yapıcı, sağduyulu ve özellikle uzlaşmacı anlayış temelinde sürdüreceğine inanıyorum.
“Niyet hayır, akıbet hayır” düsturuyla çıktığımız bu yolculukta sonuçta kazanan Türkiye olacak, milletimiz olacak; kazanan mutlaka kardeşlik olacaktır.
Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, Şii fark etmeksizin kazanan bölgemizdeki tüm halklar, tüm kardeşlerimiz olacaktır.
Cenab-ı Allah bizlere hayırlı bir sonuç nasip etsin.
01:31
Video unavailableShow in Telegram
Biz ülkemizin ve milletimizin menfaatini her türlü çıkarın üzerinde gören bir kadroyuz. Terörsüz Türkiye sürecinde de bu anlayışla hareket ediyoruz.
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak tek bir gayemiz var, o da milletimizin böğrüne saplanan bu kanlı hançeri ebediyen çıkarmak…
IMG_3690.MP433.17 MB
Filistin’in, Sudan’ın, Azerbaycan’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Irak’ın, İran’ın, Ukrayna’nın güvenliği bizim güvenliğimizle doğrudan bağlantılıdır.
Ufku dar olanlar bu vizyonu anlayamazlar.
TİKA’mız, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız, Kızılayımız, Diyanet İşleri Başkanlığımız, Maarif Vakfımız, Türk Hava Yollarımız, yardım kuruluşlarımız, iş insanlarımız ve müteahhitlerimizle Allah’a hamdolsun bugün dünyanın her yerinde varız, her yerinde varlık gösteriyoruz.
Hem elimizi uzatıyor hem el uzatanların elini tutuyoruz.
Hem kazanıyoruz hem kazandırıyoruz.
Biz başkaları gibi değiliz.
Biz sömürmenin peşinde değiliz.
Biz hiç vermeyip sürekli alanlardan değiliz.
Biz gayriinsani, gayrivicdani hesaplar içinde değiliz.
Biz Selçuklu’nun torunlarıyız, biz Osmanlı’nın torunlarıyız; biz yıkmak için değil, gönüller yapmak için oralardayız.
Biz rahmete, berekete gönülden iman etmiş bir milletiz; parti olarak böyle bir kadroyuz.
Afrika’ya, Asya’ya, Latin Amerika’ya, hemen yanı başımızdaki mazlum coğrafyalara ulaşmaya çalışırken çalmak, çırpmak, yağmalamak, sömürmek için değil, muhabbetle kucaklaşmak için giden insanlarız.
Tam 23 yıldır işte böyle bir imanla, böyle bir misyonla, böyle bir anlayışla hareket ediyoruz.
Biz meselelere gönül gözüyle bakıyoruz. Onun için de Rabb’imiz yolları açıyor, seferi kolaylaştırıyor; rahmetini, bereketini bizden esirgemiyor.
Hamdolsun, Cenab-ı Allah’a sonsuz şükürler olsun.
01:32
Video unavailableShow in Telegram
Biz bir gece yatıp sabah bütün irtibatlarından, bütün kardeşlik hukukundan, mirasından, mesuliyetlerinden azade olmuş bir millet olarak uyanamayız; bu mümkün değil.
Bu aziz millete fizikî sınırlar çizebilirsiniz ama gönül coğrafyasına sınır çizemezsiniz.
IMG_3687.MP433.65 MB
